UMRE GÜNLÜĞÜ
28/01/2013
PAZARTESİ akşamı yatsı namazında
Mecidiye camiinde buluştuk. Namazdan sonra Kuranı Kerim okundu arkasından İl
müftüsü İbrahim ÖCÜT bir dua yaptı. Bizleri yolcu etmek için gelen hısım-akraba, eş-dost ile helalleştik. Saat 20.00 de vedalaşarak otobüsümüze bindik.
Başımızda grup sorumlusu Ayvacık Pazaryeri Camii imamı Yahya ARSLAN. Bu hocanın
altıncı gidişiymiş. (Aslen sosyal bilgiler öğretmeni iken imamlığı tercih etmiş. İlahiyat lisans
tamamlamada okuyor. Tecrübeli ve genç bir hoca.) Önce Lapseki’ye gittik. Lapseki’den gruba katılanlarla birlikte 54 kişi olduk. 6 kişi de İstanbul’dan
katılacaktı. Çanakkale grubu toplamda 60 kişi idi. Gece saat 02.30 gibi İstanbul
Atatürk Hava alanına vardık. Geceyi Hava alanının bekleme salonunda geçirdik
Atatürk Havaalanında ihrama girmeden önce beklerken |
Sabah 06’yı geçerek Fatma ve Furkan geldiler bir müddet onlarla oturup hasret giderdik .Sonra vedalaştık. İşe yetişmek için 07.00 gibi Furkan arkasından da Fatma ayrıldılar. Sabah saat 10 gibi pasaportlarımız ve yaka kartlarımız dağıtıldı. Kafilemiz 4. Kafileydi. Kafile başkanı İstanbul Müftü yardımcısı Vehap KAPICIOĞLU. Kafile 7 gruptan oluşuyordu. Bunlar Çanakkale, Edirne Kırklareli , Tekirdağ, Zonguldak ve İstanbul’dan …Toplamda 290 umreci. Ekseriyetimizin ilk umresi. Gruplar öğretmen ,öğrenci ve velilerden oluşuyor. Bunların içerisinde ilköğretim ,Orta öğretim ve Üniversiteli öğretmen ve öğrenciler var. Umre suresi yol hariç 10 gün. Abdestlerimizi aldık eşyalarımızı aldık. Eşyalarımızı teslim etmek ve biletlerimizi almak için sıraya girdik. Suudi Arabistan hava yollarına ait uçakla gideceğimiz söylendi. Önce Mekke’ye gideceğimizden hava alanında ihrama girmemiz gerekiyordu. Zaten bunu bildiğimiz için evden çıkarken hazırlıklarımızı ona göre yapmış, ihramlarımızı ayrı bir çantaya koymuştuk. Çünkü eşyalar önceden uçağa yüklendiği için bavullardan alma imkanımız yoktu. Bu konuda hocamız ikazda bulunmuştu. Pasaport kontrolü için tekrar sıraya girdik. Pasaportlarımız ve üzerlerimiz kontrol edilerek içeriye alındık. Bir müddet orada bekledikten sonra hep birlikte ihramlarımızı giymek üzere mescide gittik .Buradaki mescide ihram giyme kabinleri yapılmış . İhramlarımızı giydik .Mescitte iki rekat ihram namazı kıldık.
İhramdan sonra Atatürk Havaalanında uçağın kalkışını beklerken |
Uçuş saatimiz 12.20 idi.12’ye doğru uçağa alındık. Herkes istediği yere oturabiliyordu. Biz eşimle uçağın kuyruk tarafındaki iki kişilik koltukları tercih ettik. Pencereden havaalanı görülüyordu.
Uçağın içinden görüntülerimiz |
Saat 13.00 gibi uçağımız havalandı. Bir müddet sonra topluca ihrama niyet ettik ve Telbiye getirdik. Artık ihram yasakları başlamıştı. Uçakta ikramda bulunuldu. Yemeklerimizi yedik. Ama koku sürmek yasak olduğu için kolonyalı mendilleri kullanmama konusunda grup başkanı tarafından uyarılmıştık. Onun için verilen ıslak mendilleri kullanmadık. Uçağın penceresinden aşağıyı seyrediyorduk. Bulutların üzerinden gidiyorduk. Ara sıra bulutların arasından kara parçaları görülüyordu. Sanki her taraf kahverengi bir çöldü.
Uçağın penceresinden Arap Yarımadasının görüntüsü |
16.30 gibi Cidde hava alanına indik.
Cidde’nin üzerinden uçarken |
Cidde havaalanında beklerken |
Yolculuğumuz yaklaşık 3.5 saat sürmüştü. Saatlerimizi bir saat ileri aldık.17.30 oldu. Akşam namazlarımızı Cidde hava alanında seccadelerimizi sererek kıldık. Orada Seyyar satıcı Suudi Arabistan’da kullanılmak üzere 50 kontörlük telefon kartları satıyordu. Kart Bedeli 50 Suudi Arabistan Riyali. Telefona takıp hemen konuşmaya başlayabiliyorsun. Bu çok hesaplı geliyor. Onunla Türkiye’yi de arayabiliyorsun.
Bize
sıranın gelmesi Pasaportlarımızı kontrol ettirip eşyalarımızı alıp oradan
çıkmamız, İstanbul-Cidde yolculuğumuz kadar zaman aldı. Üç yerde ayrı ayrı pasaport
kontrolünden geçtikten sonra ancak dışarıya çıkabildik. İp gibi tek sıra
olmaya ve görevlileri kızdırmamaya ,onlar ne derse onu yapmaya özen gösterdik. Eğer
istediklerini yapmaz ve onları kızdırırsak saatlerce bizi burada
bekletebilecekleri konusunda bizim kafile başkanımız uyarıda bulundu. Bir
müddet de Cidde’de otobüs bekledik. Otobüse
eşyalarımızı yükledik ama şoför bir türlü hareket etmiyor. Bahşiş istermiş. Aramızda
para topladık. Burada bütün araç binişlerinde benzer durumla karşılaşacağımız
grup başkanımız tarafından söylendi. 25 S.R. verildi ve nihayet saat 21.00 civarında Cidde’den Mekke’ye
gitmek üzere hareket ettik. Cidde – Mekke arası yaklaşık 75 km. Artık içimizi
bir heyecan kaplamıştı. Allah Resulünün doğup büyüdüğü, peygamber olduğu
.işkencelere maruz kaldığı, acı tatlı birçok hatırasının olduğu Şehirlerin
anası Mekke’yi ve en önemlisi yeryüzünde yapılan ilk mabet, kıblemiz olan
KABE’yi görecektik. Telbiye , Tehlil, Tekbir ve salat’ü selamlarla Mekke’ye
doğru yol aldık. Gözlerimiz otobüsün
camından etrafı temaşa ederken, zihnimizde hep Kabe vardı. Derken uzaktan
Mekkeyi çevreleyen dağlar ,Suudi Arabistan’ın kendisine özgü cami ve minareleri
gözükmeye başladı.Artık Mekke’ye gelmiştik.Gözlerimiz artık Mescid-i Haramın
minarelerini aramaya başlamıştı. Uzaktan Mescid-i Haram’ın yakınındaki Ecyad Kalesi
yıkılarak yerine yapılan saat kulesi gözüktü.
Mekke’de Zemzem Tavır Saat Kulesinden bir görüntü |
Grup başkanımız önce otele gidip
eşyalarımızı yerleştirdikten sonra umre için Kabe’ye gideceğimizi söyledi. Odalarımıza
çıkıp eşyalarımızı yerleştirdik.(Kaldığımız otel Cüheyni Hoteli idi. Mescid-i Haram’a yaklaşık 10 dakika mesafede. 20
dakikada bir diyanetin servis araçları otel-Mescid-i Haram arasında gidip
geliyorlar. Gece gündüz sürekli servisler çalışıyor.) Otelin önünde buluştuk.
Cuheni Otelin lobisinde beklerken |
Cuheyni Otelinin önünde otobüs beklerken |
Servislere bindik.10 dakika sonra
indik. Telbiye,tekbir ve salat-ü selamlarla bir evin önüne geldik. Bu evi
resimlerden tanıyordum. Hz.Peygamberin (s.a.v) doğduğu ev. Bugün Kütüphane
olarak Kullanılıyor.Haşimoğulları Mahallesinde.Dağın eteğinde,Mescid-i Harama
çok yakın.İyi ki kütüphane yapılmış.Yoksa orasının da yerinde bir otel
olabilirdi.Hemen bitişiğinde zemzem doldurma yerleri var.
Hz.Peygamberin doğduğu bugün kütüphane olarak kullanılan evin önü |
Hocamız bina ile ilgili bilgi
verdi. Binanın birkaç fotoğrafını aldık ve Mescid-i Haram’a doğru yürüdük. Heyecanımız yaklaştıkça arttı. Mescid-i Haram’ın İsmail
kapısından girdik. Saat gece 02.14’ü gösteriyordu. Karşımızda Kabe-i Muazzama
bütün ihtişamıyla duruyordu.
Kabe ile ilk buluşmamız |
Kabe’yi ilk gördüğünde yapılan
duaların geri çevrilmeyeceğini hocamız söylemişti. Hepimiz ihramların içerisinde
dualarımızı yaptık. Yaşadığım heyecan ve duygu yoğunluğunu anlatmam mümkün
değil. O ifade edilemez ancak yaşanır. Gözlerimizi Kabe’den alamadık.Yıllardan
beri okuduğum anlattığım , Namazlarımda yöneldiğim, binlerce kilometre
uzaktayken bile saygısızlık olur düşüncesiyle ayaklarımızı uzatmadığımız, tuvalet
ve banyoda önümüzü ve arkamızı dönmemeye özen gösterdiğimiz, Allah’ın yer
yüzündeki evi KABE bütün heybetiyle, azametiyle karşımızda duruyordu.
Kabe’den ilk gece görüntülerimiz |
Kabeyi ilk gördüğümüzde okumamız gereken duamızı okuduk. Şimdi umre tavafını yapacaktık.Tavafa başlamak üzere Hacer-i Esvet’in bulunduğu Hacer-Esvet Köşesinin karşısına geldik.Köşenin tam karşısına yeşil ışık konulmuş. Yeşil ışıkla Hacer-i Esvet köşesinin arasına geldiğimizde, umre tavafı için niyetimizi yaptık. İki elimizle uzaktan Hacer-i Esvet’i “BİSMİLLAHİ ALLAHÜ EKBER” diyerek selamladık. Iztıba için sağ omuzlarımızı açtık. Gözümüz Kabe’de! Dillerimizde dualar . Ateşin etrafında pervanelerin döndüğü gibi dönmeye başladık. Rüknü Yemani’nin karşısına geldiğimizde Yine elimizi kaldırıp “BİSMİLLAHİ ALLAHÜ EKBER” diyerek onu da selamladık. Çünkü peygamber efendimiz (s.a.v.) de o köşeyi selamlamış. Rabbena Atina duasını okuya okuya Hacer’ül-Esvet köşesine geldik. Bir şavtı tamamlamıştık. Tekrar Hacer-i Esveti selamladık . Selamladığımız elimizin içini öptük ikinci şavta başladık. Çünkü her şavta Haceri Esvet selamlanarak başlanıyor. Oraları çok iyi bilmediğimiz ve hocaların ve dinlediğimiz hacıların anlattıklarının etkisiyle kaybolmamak ve gruptan ayrılmamak için bir birimizi iyice tuttuk .Aramıza başkalarının girmelerine fırsat vermemek için özel bir gayret sarf ettik. Bayanları ortamıza almaya çalıştık.Üçüncü şavtın sonunda, açtığımız sağ omzumuzu ridamız il tekrar örttük ve geri kalan dört şavtımızı da tamamlayarak,Tavafımızı tamamlamış olduk.Sonra 2 rekat tavaf namazımızı kıldık.Zemzemimizi kana kana içtik ve say yapmak üzere Safa tepesine çıktık.Safa tepesinde yekpare görünümlü büyük bir kaya var.Kaya, korunmak için cilalanmış etrafı cam çerçeve ile çevrilmiş.Cam ve çerçevelerin arkasından görünüyor.
Safa tepesi |
Safa tepesinde yönümüzü Kabeye doğru döndük .Umrenin sayine niyet ettik. Dua ettik “BİSMİLLAHİ ALLAHÜ EKBER “ diyerek Kabe tarafını selamlayarak sayimize başladık. Merve tepesine doğru yürüdük.
Safa-merve arasında say yaparken |
(Sa’y mahalli bir gidiş bir geliş
olmak üzere safa ile Merve arasında iki geniş yol .Gidiş ile geliş arasında hasta
ve sakatlar için ayrılmış bir gidiş bir de geliş olmak üzere araba yolu var.Altı
Mermer kaplı. Aynı şekil de onun üstünde iki kat daha yol var. oralarda da say
yapılabiliyor. Oralarda safa ve Merve tepelerinin üstüne gelen yerler açık
bırakılmış.)Yol tepelere yaklaşıldığında biraz eğimli . Orta kısmı biraz
çukurca. Orta kısımda Belki 100 metrelik bir kısımda tavanda dört sıra halinde
yeşil ışıklar var.
Safa ve Merve arasında yeşil ışıkların bulunduğu yerde Hervele yaparken |
İşte yeşil ışıkların başladığı
noktada erkekler olarak koşmaya başladık. Yeşil ışıkların bittiği noktada
yavaşladık. Buna hervele deniyor.(Bayanlar hervele yapmıyor.) Bayanların
yetişmesini sağladık ve Merve tepesine
vardık. (Merve tepesi,yerden bir iki
karış yüksekliğinde pütürlü, üstü cilalanmış bir taş. Artık düz bir satıh
haline gelmiş. Üzerinde insanlar dolaşabiliyor. Etrafı safa tepesi gibi çevrili
değil.)
Merve Tepesi |
Merve tepesine vardığımızda yine
yönümüzü Kabeye doğru döndük , dua ettik. Kabeyi selamlayarak Safa tepesine
doğru yürümeye başladık. Yine yeşil ışıklara geldiğimizde biraz hızlandık(Buna
hervele deniyor). Yeşil ışıklar bitince yavaşladık yine bayanlar yetişti ve
topluca Safa tepesine vardık. İki şavt’ı tamamlamıştık. Aynı şekilde yönümüzü
Kabeye doğru dönerek Kabeyi selamladık ve yine Merve tepesine doğru yürüdük. Safa
tepesinde başladığımız sayimizi Merve tepesinde bitirdik bir dua ettik. Artık
sayimizi de tamamlamıştık.Şimdi tıraş olup ihramdan çıkma zamanı gelmişti. Merve’deki
kapıdan dışarıya çıktık.Yanlarımıza makas almıştık. Makaslarımızı çıkardık ve
bir birimizin saçlarını kısalttık. BUNA TAKSİR DENİYOR. Böylece ihramdan
çıktık. Artık umremiz bitmiş yasaklar kalkmıştı.Otelimize dönüp istirahata
çekildik.
30
ocak 2013- Çarşamba saat 05.00 gibi kalkıyoruz. Hazırlanıp otelin önüne
iniyoruz. Servis aracı gelince biniyoruz ve Mescid-i Haram’a gidiyoruz.05.40’da
ezan okunuyor.06.05’de Sabah namazının farzına başlanıyor. Biz farza başlamadan
önce sabah namazının sünnetini
kılıyoruz. Müezzin kamete başlıyor. 2 defa Allahü ekber,1 defa eşhedü enlailahe
illallah, 1 defa eşhedü enne muhammeden rasülüllah, 1defa hayye alelessalah, 1defa
hayyealelfelah, 2 defa kad kametissalah, 2 defa Allahü ekber ve 1 defa Lailahe
illallah diyerek kamet getiriyor. İmam tekbir alıyor arkasından müezzin tekbiri
tekrarlıyor. İmam fatihayı bitirince herkes yüksek sesle Aaaaaamiiin diyiyor. İmam
uzunca bir sure okuyor. Allahü ekber diyerek rukua gidiyor. Müezzin de Allahü
ekber diyiyor. İmam Semiallahü limen hamideh diyiyor. Müezzin Rabbena lekel
hamd diyiyor. Aynışekilde secde
tekbirlerini de tekrarlıyor. Bu şekilde ikinci rekat da tamamlanıp selam
veriliyor.Müezzin de yüksek sesle selam vererek namazı bitiriyor.(Bütün
namazlarda hem Mekkede Hem de Medinede İmamla birlikte müezzin de tekbirleri
tekrarlıyor.Tıpkı ses duyulmadığında bizde yapıldığı gibi.)Yine aynı şekilde
bütün namazlardan sonra cenaze namazı kılınıyor.Müezzin farz namazdan sonra
Arapça alel emvati vel etfal (tabii çocuk cenazesi varsa) diyor.Bir müddet
sonra imam Allahü ekber diyerek cenaze
namazına başlıyor.Namaz bizdeki gibi kılınıyor.Fark sadece namazın sonunda imamın,
sağa selam verip sola vermeden
namazı bitirmesi. Sağa selam verilince herkes dağılıyor. Sabah
namazından sonra tavaf yapıyoruz. Sonra Otele gidip kahvaltımızı yapıyoruz.Öğle
namazı için hazırlanıp çıkıyoruz.Öğle namazını
Kâbe’de kıllıyoruz. Sonra bir
müddet mescidi haramda kapalı kısımda dolaşıyoruz. Üst katlara çıkıp değişik
açılardan Kabenin fotoğraflarını çekiyoruz.
Kabe’nin değişik açılardan görüntüsü |
Kabe’nin değişik açılardan görüntüsü |
Abdest tazelemek için Abdulaziz kapısından dışarıya çıkıyoruz. Sonra Zemzem Tavırın önündeki WC lerde abdestimizi alıyoruz. Zemzem tavır
Ecyad kalesi yıkılarak yerine yapılmış.
Kabe’den Zemzem Tavır’ın görünüşü |
Zemzem Tavır ile Mescid-i Haram
arasına yer altında tuvaletler ve abdest alma yerleri yapılmış. Sayıları
oldukça fazla ama yine de ihtiyaca cevap vermiyor.(Bazı insanlar tuvaletlere
ayakkabısız giriyorlar.) Tekrar Mescid-i Harama girip ikindi namazımızı
kılıyoruz. Namazdan sonra Mescidi Haramdan
çıkıp, biraz dışarıda dolaşıyoruz. Tekrar akşam
namazı için Kabe’ye giriyoruz. Akşam ile yatsı arasında Kabe’de oturup
Kabeyi seyrediyoruz.
Sonra Yatsı namazımızı Kabe’de
kılıp otele gidiyoruz. Orada akşam yemeğini yiyip bir müddet istirahat ettikten sonra kalkıp hocayla
birlikte saat 12.00 gibi tavaf için Kabe’ye gidiyoruz. Topluca tavaf yapıp bir müddet Kabe’yi seyrediyoruz. Bir müddet
sonra kalkıyoruz hoca ile birlikte
Peygamber efendimizin halasının kızı Ümmühani’nin evinin bulunduğu
,bugün Mescid-i Haram’ın içinde kalan yere doğru gidiyoruz.Hoca peygamberimizin
miraca yolculuğunun buradan başladığını söylüyor.Sonra otelimize dönüyoruz.
31/01/2013
Perşembe: Sabah namazı için kalkıp Kâbe’ye
gidiyoruz. Ezan biz yoldayken okunuyor.Biz de
Ebu Cehil’in evinin bulunduğu yerden Safa ve Merve tepelerine giden
kapıdan girip namazımızı kılıyor ve tekrar otelimize dönüyoruz.Kahvaltımızı
yapıyoruz.Bu gün otobüsle uzak mekanları gezme günü .Otobüslerimiz kapıya geldi.
4.Kafile olarak hepimiz otobüslerimize
bindik .Sevr dağının eteklerine doğru hareket ettik. Dağın eteklerine
geldiğimizde durduk. Sevr dağı en yüksek
dağ. Yanında ondan biraz alçak dağ var . Uzaktan dağa tırmananları gördük. Dağın
eteklerinde inşaatta çalışan iki üç kamyon
vardı. Dağ çok dikti dağa çıkıp inmenins 3-3.5 saat aldığı söylendi. Kafile
başkanı tarafından Hicret ile ilgili bilgi verildi .Uzaktan dağı da arkamıza
alarak fotoğraflar çekildik.
Arkamızdaki görünen Sevr Dağı |
Otobüslerimize binip Arafat’a
doğru hareket ettik. Yol otoban Arafat
meydanı düz bir alan.
Yol ve Arafat Ovası |
Oradan geçtik. Rahmet tepesinin yakınında otobüslerimiz durdu. Otobüslerimizden indik. Oraya WC ve abdest alma yerleri yapmışlar. Rahmet dağı (Cebel-i Rahmet) üst üste kayalardan oluşmuş ovanın ortasında küçük bir tepecik. Tepenin üzerinde sembolik olarak dört köşeli tepesi sivri bir sütun var. Sütünun alt kısmı siyah ,üst kısmı ise beyaza boyanmış.
Cebel-i Rahmet’in aşağıdan görünüşü |
Rahmet Tepesinden Arafat Ovasının Görünüşü |
Arafat Ovası çok geniş bir düzlük. Ovaya ağaçlar dikilmiş.
Fakat ağaçlar henüz çok büyük değil. Ağaçların arasından uzakta nemira mescidi
görülüyor. Rahmet tepesindeki sütunu sağımıza ,Arafat ovasını önümüze
aldığımızda tam arkamızda yütsek sıra dağlar duruyor.Bunlar da Arafat dağları.
Arkada Arafat dağları, Cebel-i Rahmet’in eteğinde |
Dağın eteğinde Büyük bir yapı duruyor .Sanırım Su deposu.Rahmet tepesinden iniyoruz .Otobüslerimize binip Müzdelifeye doğru yol alıyoruz.Giderken sol tarafta uzaktan nemira mescidini görüyoruz.Giderken güzergahımız Müzdelife ve Mina. Önce Müzdelife’den geçiyoruz.Geçerken Müzdelife camisini görüyoruz.Çok büyük bir cami.
Müzdelife Camii |
Biraz gidince yolun sağında ve solunda birçok kurulu çadırlar görüyoruz.Çadırlar sabit. Her ülkenin ayrı çadırları olduğunu öğreniyoruz.Yolun sağı ve solu çadırlarla dolu.Çadırların bulunduğu alanlar çevrilmiş. Buranın Mina olduğunu öğreniyoruz. Otobüsün penceresinden bu uçsuz bucaksız gibi görünen çadırların fotoğrafını çekiyoruz.
Mina ve Cemerat’tan bir görüntü |
Biraz ileride yolun sol tarafında fabrika bacasını andıran tepesi geniş yapı görüyoruz. Bunun Cemre (Şeytan taşlama yeri ) olduğunu öğreniyoruz.İlk bakışta Cemre kat kat apartman bloğunun önünde ona bitişik bir yapı gibi görünüyor. Önce sağa,sonra sola bir zikzak çiziyoruz ve yola devam ediyoruz.Sol tarafımızda yine aynı şekilde bir yapı .Cemre.Cemeratın üç tane olduğunu (Büyük şeytan,orta şeytan ve küçük şeytan) biliyoruz.Hacılar Arafat’tan dönüşte Müzdelife’de vakfe yapıp taş toplar ve sonra da Minada bulunan bu Cemeratta şeytanı taşlarlar. Kurbanlarını da Minada keserler. Biz bu mekanları sadece otobüsle geçerken görüyoruz.Nur dağının eteğine vardığımızda otobüslerimizden iniyoruz.Kafile başkanımız.İlk vahiy hakkında bilgi veriyor .Biz fotoğraf çekiliyoruz.
Hira Mağarasının bulunduğu Nur Dağının Aşağıdan görünüşü |
Daha sonra tekrar gelip Nur dağındaki Hira Mağarasına çıkmak üzere ayrılıp otelimize dönüyoruz. Yine namazlarımızı Kâbe’de kılıyoruz.Yatsı namazından sonra otele gidiyoruz. Yemeğimizi yiyiyoruz, bir müddet sonra saat 11.00’e doğru Kâbe’ye gidip eşimle birlikte huşu içersinde tavaf yapıyoruz. Kendimizi Tavafın akışına bırakıyoruz.Yavaş yavaş, dua ede ede tavafımızı yapıyoruz. Mültezem’e el sürüp dua ediyoruz.Makam-ı İbrahim’deki Hz. İbrahim’in ayak izini görüyoruz.Hıcr-ı İsmail’e giriyoruz. Rüknü Şamî ile Rüknü Yemaî arasında Kâbe’nin örtüsüne tutunup dua ediyoruz.Rüknü Yemani’yi selamlayıp Hacer-i Esve’de yaklaşıyoruz.Ama maalesef el süremiyoruz.Birisi taşın üzerine tamamen abanmış.Taşın başındaki polisler de mani olamıyor.İzdiham yaşamayalım diye yavaş yavaş uzaklaşıyoruz.O geceki tavafı ne kadar sürede tamamladık bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki. O da o geceki tavaftan aldığım manevi haz. O gece katılaşan kalbim iyice yumuşadı.İçime akan göz yaşlarım o gece yüzümü de ıslattı. İhşallah o gece döktüğüm göz yaşımla günahlarım da dökülmüştür.Tavaftan sonra namazımızı kılıp,zemzem suyumuzu içtik ve istirahat için otelimize gittik.
Tavaftan sonra Rukn-ü Şami’nin karşısına oturup Kabe’yi ve Altın Oluk’u seyrediyoruz |
01/02/2013 Cuma: Sabah 05.30’da Mescid-i Harama geliyoruz.Sabah namazını Bab-ı İsmailin önünde kılıyoruz. Mescid-i Haram dolduğu için polis içeriye almıyor.Anlaşılan biraz geç kalmışız.Namazın birinci rekatında secde suresi okunurmuş.İmam secde ayetini okuduğunda hep birlikte secdeye gidiyoruz.Tilavet secdesi yapıyoruz.İmam 2. Rekatta Dehr suresini okuyor. Farz bitince imam selem verip bir müddet bekledikten sonra Cenaze namazı için tekbir alıyor. Burada her namazdan sonra mutlaka bir cenaze oluyor.Cenaze namazı kılınıyor.Biz hemen kalkıp peygamber efendimizin doğduğu evin önüne gidiyoruz.Orada toplanıp topluca cin mescidine gidiyoruz. Mescit İki caddenin birleştiği noktada bir mescit.
Cin Mescidi |
Görevliden rica ediyoruz,bize mescidi açıyor.Mescide girip iki rekat tahiyyetü-l mescit namazı kılıyoruz.Bize kapıyı açtığı için görevliye bir miktar bahşiş veriyoruz.Oradan Cennetü-l Mualla mezarlığına gidiyoruz.Mezarlığın dışında (WC’lerin yanında) hocamız bir Yasin okuyor. Sonra Bayanlar orada kalıyor biz Cennetü-l Mualla’ya giriyoruz. Mezarlığa kadınrlar alınmıyor .Onlar kapıda bekliyor.Cennetü-l Muallada Hz.Hatice, Ebu Talip, Peygamberimizin iki oğlu Abdullah ve Kasım’ın mezarları var.Mezarlık kum havuzları gibi bölünmüş adacıklar halinde.Adacıkların etrafı taşlarla birazcık yükseltilmiş.Mezarların üzerleri düzleştirilmiş.Mezar olduğunu gösteren bir emare yok. Sadece belli aralıklarla kireçlenmiş ikişer taş konulmuş. Adacıkların aralarına yollar yapılmış.
Cennetül Mualla |
Kapıdan girince yol takip edildiğinde doğru Hz.Hatice’nin Mezarının bulunduğu yerin önününe gidiliyor.Mezarlığın en uç noktasında Hz. Hatice’nin mezarı varmış. O bölüm demir parmaklıklarla çevrilmiş. İçeriye almıyorlar. Parmaklıkların arasından içeriye bakıyoruz. Ama Hz.Hatice’nin mezarı nerede göremiyoruz.Yine içeride kum havuzları ve üzerlerinde aralıklarla ikişer taş…
Cennetül Mualla’da Hz.Hatice’nin Mezarının da Bulunduğu Kapının önü |
Mezarlıkta hiçbir yön levhası veya isim levhası yok. Sadece girişte mezar ziyaretinin nasıl olması gerektiği ile ilgili yazı mevcut. Dua edip otelimize gidiyoruz.Kahvaltımızı yapıp Cuma namazını kılmak üzere saat 10 civarında otelden ayrılıyoruz. Çünkü Rehberimiz bu gün Cuma olduğu için geç kaldığımızda içeriye giremeyeceğimizi söylüyor. Mescid-i Harama geliyoruz . Hanımlar kadınlar bölümüne geçiyor. Ben de yan tarafta Ümmühani’nin evinin bulunduğu yere yakın , revakların altına ,mermerlerin üzerine seccademi serip oturuyorum. Kabe’nin Rükn-ü Şam’î ile Rüknü Yemanî arasına bakan Osmanlı revaklarının altına oturup, Cuma saatini beklemeye başlıyorum. İşte bu satırları yer yüzünün ilk mabedi Kâbe’nin karşısında yazıyorum.Duygulanıyorum.Göz yaşlarımı zor tutuyorum.İnsan nasıl duygulanmaz ki Allahın evinde… Nihayet Cuma vakti geliyor. İmam Hutbede İslam kardeşliği konusunu işliyor.Cuma namazımızı kılıyoruz.O günü de diğer günler gibi Kâbe’de ve civarında geçiriyoruz.
02/02/2013 Cumartesi:Gece Saat 02.30’da kalkıyoruz. Abdestimizi alıp otelin lobisine iniyoruz.Bu gün HİRA günü. Bir gurup arkadaş Hirayı görmek istiyoruz. 18 Kişi lobide buluşup, Yahya hoca ile birlikte saat 03.00’da otelden hareket ediyoruz.Peygamberimizin (s.a.v) doğduğu evin yanına geliyoruz.Oradan bir minibüs kiralayıp Nur dağının eteğine gidiyoruz. Gidiş+geliş 10 riyal. Türk parasıyla 5 tl.Yaklaşık 1 saatte dağa tırmanıyoruz. Dağa mağaranın arka yüzünden çıkılıyor.Dağın eteklerine kadar yola beton atılmış.Ondan sonra merdivenler başlıyor. Merdivenler devlet tarafından yapılmışa benzemiyor. Çünkü yönetimin oraya çıkılmasına sıcak baktığını düşünmüyorum. Çıkarken arada teras gibi dinlenme yerleri yapılmış. Çıkış güzergahı ışıklandırılmamış. Ayın ve şehrin ışığının aydınlattığı kadarıyla çıkıyoruz. Bazen merdiven başlarında yatan oturanlara rastlıyoruz. Onlar da geçenlerin vereceği üç-beş kuruşu bekliyor.Bir iki yerde yeni betondan dökülmüş basamak görüyoruz.başlarına da birer kişi oturmuş, geçenlerin yapacağı yardımı bekliyor. Ben karanlıkta basamağın betonunun yeni döküldüğünü fark edemedim. Bastım ve ayağım betona gömüldü.Dinlene dinlene yaklaşık bir saate yakın bir zamanda tepeye çıkıyoruz.Tepede bizden başka grubun da olduğunu görüyoruz.Tepeye derme çatma bir baraka yapılmış.Sıcaktan korumak için barakanın üzerine bir şeyler atılmış.Oraya büfe tarzı yine derme çatma bir şey yapılmış su gibi içecekler satılıyor.Muhtemelen barakayı da o büfeyi işleten yapmıştır.Öteki grup mağarayı boşaltıncaya kadar tepede bekliyoruz.
Nur Dağının tepesindeki barakada beklerken |
Oradan Mekke’nin ışıkları harika görünüyor.Yol tenhalaşınca tepeden mağaranın bulunduğu aşağıya doğru inmeye başlıyoruz.Yol dik ve dar. İnsanlar tek sıra halinde yukarıya çıkıyor. İnenler de tek sıra halinde iniyor.
Hira Mağarasına inişimiz esnasında |
Mağaranın Kâbe istikametine bakan tarafına geldiğimizde biraz bekleme alanı var. Mağaraya girenlerin çıkmalarını bekliyoruz.
Hira mağarasına ilk giriş kapısının önü ve oradan Kabe’nin Görünüşü |
İçerisi çok dar olduğu için mağaranın bulunduğu kısma beş-on kişilik guruplar giriyor,onlar çıkınca bir o kadar daha giriyor.Dışarıdakiler iç kısımdakileri acele edin bekleyenler var diye uyarıyor.Bir müddet de orada bekledikten sonra biz de tek sıra halinde girmeye çalışıyoruz.Mağaranın bulunduğu yere geçmek için önce iki taşın arasından geçmek gerekiyor. Yerden yaklaşık 1 metre yükseklikte iki kaya parçası .iki kaya arasındaki boşluk oldukça dar. Bacaklarımızın üst kısmı sıkışıyor.Onun için taşların üzerine ellerimizi koyarak gövdemizi biraz yukarıya çekmeye çalışıyoruz.İki kayanın üstü de üçüncü bir kaya tarafından tavan gibi kapatılmış.Çok zayıf olanlar rahat geçebiliyor.Ama biz güçlükle geçebildik. Bir ara sıkışacağımı bile sandım. Kayaların arasından geçtiğimizde mağara sol tarafta kalıyor.Önünüzde beş-on kişinin durabileceği bir boşluk var.Mağara ,iki kayanın ters V şeklind birleşmesiyle oluşmuş,üstünde başka kayaların olduğu.içinde ancak bir kişinin durabileceği kadar alana sahip bir mekan.O mekanda peygamber efendimizin bir ay kaldığını, Hz..Hatice’nin oraya yiyecek götürdüğünü,Peygamberimizin (s.a.v.) Cebrail’i melek hüviyetiyle ilk defa orada gördüğünü, ilk vahyi orada aldığını.Şimdi o kutsal mekanda bulunduğumuz, bekleme anında hatırımızdan geçiyor.O mağaraya da bir girip çıkmak içerisini de görmek istiyoruz. Ama bazılarının uyarılara rağmen orada namaz kılmaya kalkması, bekleyenleri sabırsızlandırıyor. Gecenin karanlığından dolayı mağaranın içi de karanlık. Yavaş yavaş mağaraya doğru yaklaşıyorum. Kapısandan içeriye giriyorum.İçerisi çok karanlık olduğu için ve de başkalarını bekletmek istemediğim için çok inceleyemeden dışarıya çıkıyorum.Bekleme anında birkaç kare fotoğraf alabiliyoruz.
Hira Mağarasının gece üstten görünüşü |
Hira Mağarasının önünde |
Yine aynı şekilde zorlukla iki taşın arasından geçip dışarıya çıkıyoruz. Tekrar zirveye çıkıp grubun hepsinin toplanmasını bekliyoruz.
Nur Dağından Mekkenin Gece Görünüşü |
Hira Mağarasından çıkışta Tepede Barakada Grubun toplanmasını beklerken |
Grup toplanınca çıktığımız yoldan tekrar aşağıya iniyoruz. Dağın eteğine geldiğimizde sabah ezanı okunmaya başlıyor. Oradaki bir camide namazımızı kılmak istiyoruz ancak caminin kapalı olduğunu görünce Kabe’ye gitmeye karar veriyoruz. Yine orada bekleyen minibüslerden birisine biniyoruz. Peygamber efendimizin doğduğu evin yanında inip doğru Kabe’ye gidiyoruz. Namazımızı kılıp, kaldığımız otele gidiyoruz. Cumartesi akşamı yatsıdan sonra grup halinde veda tavafımızı yapıyoruz. Peygamber efendimizin doğduğu evin önünde kafile olarak toplanıyoruz .Kafile başkanımız bir konuşma yapıyor. Oradan 5 litrelik bir bidon alıp zemzem dolduruyoruz. Oradan otele gitmek üzere servislere gidiyoruz.
Peygamberimizin doğduğu evin yanındaki zemzem doldurma yeri |
O gece Mekke’deki son gecemiz. İkinci bir umre yapmak istiyoruz. Saat 3 den önce kalkıyoruz. Gusül abdestimizi alıp ihramımızı giyiyoruz. Terliklerimizi giyip çantamızı alıyor ve lobiye iniyoruz. Grup tamam olunca saat 3.00’de Servise binip yine peygamberimizin evinin yanına geliyoruz. Oradan yine bir araç kiralayıp ihrama niyet etmek için Mekke’ye yaklaşık
İhrama niyet ettiğimiz Tenim Camii |
Tenim Mekkelilerin ihrama girdikleri Mikat Yeri. Tenim camisinde 2 rekat ihram namazı kılıp umre için niyetleniyoruz. Telbiye getiriyoruz. Bizi bekleyen aracımıza binip yine peygamberimizin evinin yanına geliyoruz. Oradan Kâbe’ye gidiyoruz.
Kabe’ye veda tavafımız |
Önce tavafımızı yapıyoruz.2 Rekat tavaf namazımızı kılıp Say için Safa tepesine gidiyoruz. Biz say yaparken sabah ezanı okunuyor. Namaz vakti gelinceye kadar sayimize devam ediyoruz.7.şavta geldiğimizde imam namaz için kalkıyor biz de bulunduğumuz yerden Kabeye doğru dönüp namaza başlıyoruz.Kadınlar da arkamızda namaza duruyorlar.Namaz bitince geri kalan şavtımızı da tamamlayıp Merve tepesinde dua ediyoruz.Sonra da yanımızda getirdiğimiz makaslarla saçımızı kesip ihramdan çıkıyoruz.
Sayimizi yaptıktan sonra Merveden ayrılmadan önceki son fotoğraflarımız |
Artık Kâbe’ye ,Safa ile Merve’ye veda etme zamanı geldi. Kim bilir beklide bu dünya gözüyle son görüşümüz. Umremizi yapmanın mutluluğu ama Kâbe’den ayrılmanın hüznü ile otelimizin yolunu tutuyoruz.Otelde hazırlıklarımızı yapıp valizlerimizi alıp lobiye iniyoruz.Çünkü yeni gelecek kafile için odalar hazırlanacak.Zemzem Bidonlarımızı otelde vakumlatıyoruz.Çünkü vakumsuz uçağa almıyorlarmış.Zemzemleri ,bir şirket ile bizim adımıza grup hocamız anlaşarak doldurtup otele getirtmiş.iki tane onar kiloluk bidon.beş litrelik bir bidon da ben doldurmuştum. Üçünü de otelde vakumlatıyoruz.bir bidonu 5 riyale vakumluyorlar. Zemzem dolu bidonlara da 13 riyal verdik. 10 litrelik bir bidon zemzemin maliyeti vakumlama dahil 18 riyal oldu. Saat 14..00’da otobüslerimiz geldi .Otobüslerimize eşyalarımızı yükledik ve otelimizden ayrıldık.Mekke’de kaldığımız otel Aziziye bölgesinde Cuveyniye oteliydi. Bizden sonra yine diyanetin kiraladığı Otel Mustafa ve Ondan sonra da Laba oteli vardı. 03 ŞUBAT 2013 Pazar günü saat 15.00 da O güzel şehir Mekke’ye doyamadan ayrılıyoruz.Otobüsle Kâbe’nin yakınından geçerken Kabeyi son bir defa daha selamlayarak, tekrar kavuşmak temennisiyle ayrılıyoruz. Bir zamanlar Allah Resülünün gizlice kaçtığı ,sonra dönüp “ Kavmim beni çıkarmasaydı, buradan çıkmazdım” dediği ve yıllarca hasretini çektiği,benim ise kendimi bildim bileli hasretini çektiğim, Mekke şehrine gündüz vaktinde doyamadan elveda diyoruz. Güzergahımız, Yesrib iken Allah Resulü’nün hicretiyle Medine olan Medine-i Münevvere.
Medine Yolunda
Medine, Mekke’ye yaklaşık
Mescid –i Nebevinin Kıble istikametinden görünüşü ve Hz.Peygamberin Hicret esnasında devesinin çöktüğü yer |
Babı Selamın önü |
Mescide girip Osmanlı Sütunlarının arasında yatsı namazımızı kılıyoruz.(Bayanlar, bayan görevli ile gidiyorlar onları görmüyoruz. onlarla çıkınca buluşacağız.) Sonra Topluca Babı-Selamdan girip, ravzanın önünden Efendimizin kabrinin bulunduğu yere doğru içimizden salât-ü selam okuyarak gidiyoruz. Kalabalık olduğu için yavaş yavaş gidebiliyoruz. İçimizi Kainatın efendisini selamlama heyecanı sarıyor. Kabrine kalabalıktan fazla yaklaşamıyoruz. Zaten kabrin önünde görevliler bekliyor. Allah Resulü’nün Kabrinin bulunduğu yerde üç oda var. Üçünün de önü parmaklıklarla kapatılmış.1. ve3. Odalar boş. Ortadaki odada Allah Resülü, onun arkasında Başı Allah Resülünün omuzu hizasında Hz.Ebubekir, Onun arkasında yine başı Hz.Ebubekirin hizasında Hz.Ömerin kabirleri mevcut bunları biliyoruz. Ama geçerken parmaklıkların arkasından bunları görme imkanımız yok. Reasülullah’ın kabrinin hizasına geldiğimizde.”Esslamü aleyke ya Resülallah, Esselamü aleyke Ya Habiballah, Esselamü aleyke ya Nebiyyallah…” diyerek selamlıyoruz. Bir adım ötesinde “Esselamü aleyke Ya Ebabekri-Sıddik”,bir adım ötesinde “Esselamü aleyke ya Ömer ibni Hattap” diyerek müminlerin halifelerini de selamlayıp Baki kapısından çıkıyoruz. Otelimize gidip istirahate çekiliyoruz.
04/02/2013
Pazartesi Bugün Medine’de (Peygamber şehrinde) ilk günümüz. Sabah erkenden
kalkıyoruz. Ezandan önce Mescidi Nebeviye gidiyoruz. Mescidin içi dışı tıklım
tıklım dolu. Namazımızı kılıyoruz. Yahya hocayla birlikte selamlamamızı yapıp
otele dönüyoruz. İkindi namazından sonra Baki Mezarlığını ziyaret ediyoruz. Mezarlık
ziyareti belli saatler arasında yapılabiliyor. Bunun dışındaki zamanlarda
mezarlık ziyarete kapalı. Mezarlığa yine bayanlar giremiyor. Bugün yaptığımız işlerden
birisi de Mescidi Nebeviye yakın olan yerleri topluca ziyaret etmek oluyor. Bunlar;
hemen mescidi Nebevinin karşısında bulunan Osmlanlı tarafından evlerinin
bulunduğu yerlere yaptırılan ama bu gün ibadete kapalı olan GAMAME (Bulut)
Mescidi.(Bu mescit peygamberimizi gölgeleyen bulutun,Peygamberimiz Mescidi
nebeviye, Hanei saadete girdiklerinde beklediği rivayet edilen yere Osmanlılar
tarafından yapılmış, adını da buradan almış.)
Osmanlı sütunlarının arasında |
HzPeygamberin Minberi |
Gamame Mescidi |
Yanıbaşında Hz.Ebubekir Mescidi. Onun yanında Hz.Ömer Mescidi. Bir de inşaat yapımı nedeniyle etrafı çevrilip kapatılan, bu yüzden giremediğimiz Hz.Ali Mescidi.
Ebubekir Mescidi |
Oradan Amber Camisine gidiyoruz. Orayı da Osmanlı yaptırmış.Onun hikayesi de şöyle: 2.Abdulhamit kendisi gidemediği için gönderdiği paşaların birinden Peygamberimizin kabrinden toprak getirmesini ister.Paşa da toprağı bugünkü Amber camisinin olduğu yerden alır götürür. Padişah toprağı koklayınca amber gibi kokuyor ama miski yok diyerek peygamberimizin Ravzasından alınmadığını farkeder.Paşa da başka yerden aldığını söyler. O toprağın alındığı yere bir cami yaptırılır. Adına da Amberiye Camisi denir. Amberiye camisinin yanında Medine Demiryolu istasyonu bulunuyor. İstasyon İstanbul Haydarpaşa tiren istasyonu gibi . Kapalı olduğu için içine giremiyoruz ama önünde hatıra fotoğrafı çektiriyoruz.
Medine Tren İstasyonu ve Amberiyye Camii |
Medine Tren İstasyonu |
Saad b.Ubadenin bağışladığı hurma bahçesini ziyaret ediyoruz. Rivayete göre: “Sevdiklerinizi infak etmedikçe (Allah yolunda harcamadıkça) iyiliğe erişemezsiniz.” Ayeti inince Sad bin Ubade çok sevdiği hurma bahçesini vakfetmişti.
Sad bin Ubade’nin bağışladığı hurma bahçesi |
05/02/2015
(8.gün) Bu gün saat 14.00 da yemekhanede kafile başkanı İstanbul müftü
yardımcısı Vehap KAPUCUOĞLU bey sohbet yaptı. Kuran ve ilahiler okundu herkes
duygusallaştı. Sonra ikindi namazına gittik. Namazdan sonra 4.Kafile olarak
Medine müzesini ziyarete gittik. Bu müze özel. Birisinin şahsi gayretleriyle
oluşturulmuş. Mescidi Nebevinin eski ve yeni haliyle maketleri, Cenneti Baki
Mezarlığı ve görseller mevcut. Bir genç müze ile ilgili bilgiler verdi. Sonra salona geçip
mescidin yapılışı ile ilgili sinevizyon izledik. 6 adet DVD alıp oradan
ayrıldık.
06/02/2013
Çarşamba (9.Gün).Sabah namazından sonra kahvaltımızı yapıp otobüslere
biniyoruz. Bu günkü planda geziler var.Uhud,Hendek Kûba ve İki Kıbleli Mescit.
Önce Uhuda gidiyoruz. Uhud sıra dağlardan oluşmuş. Kayalardan oluşmuş sıra dağlar. Vadinin ortasında uhuda yakın küçük bir tepecik var. Bu yan yana üç küçük tepeciğin bir birine bitişik hali. Bayağı aşınmış.Tepenin üstü düzleşmiş.İşte burası OKÇULAR Tepesi.Hemen önünde uhut dağlarıyla okçular tepesi arasında Hz. Hamza Camisi yıkılmış yeniden yapılıyor.Hz.Hamza’nın şehit olduğu yer.Ayrıca uhut şehitliği yapılmış.Şimdi savaş alanı evlerle dolu.Aralıklı olarak uhud dağlarının eteklerine mescitler yapılmış.Ayneyn geçidinin (Okçular tepesinin ) Medine tarafından bir dere geçiyor.Savaşın yapıldığı yer dar bir alan.Okçular tepesiyle Uhud dağları arasındaki mesafe oldukça yakın.Tahminen 200m. civarında. Saat 9.30 gibi Uhut’tan ayrılıyoruz.
Önce Uhuda gidiyoruz. Uhud sıra dağlardan oluşmuş. Kayalardan oluşmuş sıra dağlar. Vadinin ortasında uhuda yakın küçük bir tepecik var. Bu yan yana üç küçük tepeciğin bir birine bitişik hali. Bayağı aşınmış.Tepenin üstü düzleşmiş.İşte burası OKÇULAR Tepesi.Hemen önünde uhut dağlarıyla okçular tepesi arasında Hz. Hamza Camisi yıkılmış yeniden yapılıyor.Hz.Hamza’nın şehit olduğu yer.Ayrıca uhut şehitliği yapılmış.Şimdi savaş alanı evlerle dolu.Aralıklı olarak uhud dağlarının eteklerine mescitler yapılmış.Ayneyn geçidinin (Okçular tepesinin ) Medine tarafından bir dere geçiyor.Savaşın yapıldığı yer dar bir alan.Okçular tepesiyle Uhud dağları arasındaki mesafe oldukça yakın.Tahminen 200m. civarında. Saat 9.30 gibi Uhut’tan ayrılıyoruz.
Okçular tepesi ve uhud dağları |
Okçular tepesi ve okçular tepesinden uhut dağları |
15 dakika sonra Kıbleteyn mescidine geliyoruz.İki kıbleli mescit. Mescitteki ilk kıble yerinde bir kapı var. Kapının üstüne ilk kıble olduğu bilinsin diye Mihrap resmi çizilmiş. Cami iki kıbleli. İki Kubbe arasında koridor gibi sütünlar üzerinde düz bir yapı var. Dışta iki minaresi mevcut. Yan tarafı ağaçlık.İki tarafından (kıble ve ters istikameti) yol geçiyor.Kıble tarafına seyyar satıcılar tezgah açmış.Saat 10.30 Hendek savaşının geçtiği yere gitmek üzere hareket ediyoruz.
İki kıbleli mescit |
İki kıbleli mescit |
Yaklaşık 15 dakika sonra hendek mahalline geliyoruz. Hendek savaşının geçtiği yerler 7 mescitler diye biliniyor.Ancak bugün onlar yıkılmış. Sadece üç tanesi duruyor. Birisini görüyorum .Kapısı kilitli .Hatta demir kaynatılarak kapanmış.Bu mescit otobüslerin durduğu yerde.Yukarıda bir birine yakın olan iki mescide gidemedik.Yıkılan mescitlerin yerine büyük modern bir cami yapılmış.Orada iki rekat tahiyyetül mescit namazı kılıyoruz. O mescitte biraz fotoğraf aldım. Caminin kuzeydoğu tarafında dağlar var. Dağ dediğimiz yüksek kayalardan ibaret.Sonra hendeğin yerini görmek istedim.Grup başkanımız ilk geldiği zaman (7-8 yıl önce) hendeğin yerinin belli olduğunu söyledi.Şimdi o hendeğin bulunduğu yerin üzerine cadde yapılmış.Hendekten ve yerinden eser kalmamış.
Hendek savaşının yapıldığı alan |
Oradan Kuba mescidine gidiyoruz. Kuba’daki Mescit de sonradan yapılmış. Büyük bir
mescit. Oradan da fotoğraf çekiyorum.Biraz da kamereya çektim. Mescidin doğu
tarafında Kuba Mezarlığı var. Kubada
Caminin güneydoğu tarafına Pazar kurulmuş.Oradan dondurulmuş taze hurma aldık
ve otobüste yedik.Cami ve çevresi oldukça kalabalık.
Küba Mescidi |
Yolda ilk Cuma namazının kılındığı Ranuna vadisindeki Cuma mescidini görmek istedik. Ancak şoförümüzün bize Cuma mescidi dediği yerin ertesi günü tek başıma görmek için gittiğimde Medine Belediye Binası olduğunu öğrendim.Oradaki görevli Cuma mescidinin kubada olduğunu söylemesi üzerine gitmek istedim ama eşimi çarşıda bıraktığım için gitmekten vazgeçip otele döndüm.
Ogün akşama doğru da Mardinli birisinin kiraladığı hurma bahçesini ziyaret ediyoruz. Orada ikram edilen kuru ve yaş hurmalardan yiyiyoruz. Bahçeyi geziyoruz. Sonra da memlekete götürmek üzere hurma alıyoruz.25 kg.’lık kutularda olan hurmayı taşıma kolaylığı olsun diye küçük kutulara böldürüyoruz. Mebrum hurmasının sap larının üzerinde olmasına dikkat ediyoruz. Pazarlık sonucu Hurmayı 24 riyale alıyoruz. 1 kg. da acve hurması alıyoruz. 70 riyale. Oradan otelimize dönüyoruz.
Ogün akşama doğru da Mardinli birisinin kiraladığı hurma bahçesini ziyaret ediyoruz. Orada ikram edilen kuru ve yaş hurmalardan yiyiyoruz. Bahçeyi geziyoruz. Sonra da memlekete götürmek üzere hurma alıyoruz.25 kg.’lık kutularda olan hurmayı taşıma kolaylığı olsun diye küçük kutulara böldürüyoruz. Mebrum hurmasının sap larının üzerinde olmasına dikkat ediyoruz. Pazarlık sonucu Hurmayı 24 riyale alıyoruz. 1 kg. da acve hurması alıyoruz. 70 riyale. Oradan otelimize dönüyoruz.
Hurma Bahçesi |
07/02/2013 Perşembe (10.gün)Bu gün
Medine’deki son günümüz sayılır. Medine’de olduğumuz günlerde namazlarımızı
Mescidi Nebevide kılmaya çalışıyoruz.Mescidi nebeviyi tanımak
istiyorum.İçindeki Osmanlı saatinin,Osmanlı revaklarının fotoğraflarını çekiyorum.
Öğle namazından sonra bir müddet oturuyorum. Yahya hocayla birlikte kubbelerin
açılışını görüyoruz.Havalandırmak için bazı kubbeleri açılıyor.İkindi
namazından sonra eşimi caminin dışında yeşil kubbenin yanında
bırakıyorum.Bigada öğretmen olan grubumuzdaki Fatma hanımla bekliyorlar. Ben
Cibril kapısından giriyorum.Orada Ashabı suffenin buluduğu, suffe’nin yerini
görmek istiyorum. Suffe’nin yeri, yerden bir karış kadar yükseltilmiş.Orada
insanlar oturduğu için çok detaylı göremedim.Peygamberimizin kabrinin bulunduğu
yeşil parmakların kuzey tarafında arada bir boşluk var. Peygamberimizin türbesi
(evinin) suffeye bakan tarafında teheccüd kapısının olduğunu öğreniyorum.
Mescid-i Nebevi’nin dıştan görünüşü
Mescid-i Nebevide Osmanlı saati |
Perşembe ve pazartesi günleri toplu iftar içir sofra kurulurmuş. Ravza’nın arkasındaki Osmanlı sütunlarının arasına doğudan batıya uzanan naylon sofralar sermişler. Etrafına insanlar oturmuş. Üzerinde baharata benzeyen bir şey var.Daha sofra herhalde yeni hazırlanıyor.Onun fotoğrafını da çekip Mescidi nebeviden ayrılıyorum.
Ogün ELBEYK yemek için gidecektik. Daha önce gördüğümüz ELBEYK’e gidiyorusz. Burası bir alış veriş merkezinin içinde iki katı ELBEYK’e ait.Erkekler caddeye bakan kapısından giriyor.İKİNCİ KATTA AİLE YERİ OLDUĞU SÖYLENİYOR.Alışveriş merkezinin içine girip ikinci kata çıkıyoruz.Kapıdaki güvenlikçi sadece bayanların girebileceğini namaz vakti yakın olduğu için ancak paket alabileceğimizi söylüyor.Eşim girip paket yaptırıyor. Orada yeme imkanı bulamadığımız için çıkıyoruz. Yatsı ezanı okunmaya başlıyor.Biz de mescidi nebeviye gidip son yatsı namazımızı kılıyoruz.Oradan otele dönüp, yemekhanede beyk’imizi yiyiyoruz.(Tavuğun butu, göğsü dört parça halinde özel sosla kızartılmış,bir kaba konulmuş.Patetes kızartılmış.50’şer gramlık kutulara sarımsaklı yoğurt konulmuş,bir paket tuz konulmuş).Eşim gece 21 ile 01 arası Ravza bayanlara açık olduğu için gitti ben hazırlıklara başladım.Dönüş için bavulları hurma ve zemzemleri hazırlamaya başladım. Eşim gece saat 01 gibi geldi. Ravza çok kalabalık olduğu için ancak girebilmişler.
08/02/2013 Cuma (11 gün).Bu gün son günümüz. Saban 05.30 gibi mescide sabah namazına gidiyoruz. Namazdan sonra gelip kahvaltımızı yapıyoruz. Ben odamıza çıkıyorum.Yarım kalan hazırlığımızı tamamlıyorum. Çünkü saat 14.00 da eşyalarımızı indirmemiz gerekiyor.16.00 da da otobüslerin gelip bizi medine havaalanına götüreceği söyleniyor.Öğleye kadar hazırlıklarımızı tamamlayıp,Cuma namazına mescide gittik.Namazdan sonra gelip eşyalarımızı aşağıya indirip beklemeye başladık.Arabaların gelişi 17.00 ‘ı buldu.Eşyalarımızı yükleyip otelden ayrıldık. Medine havaalanına gittik. Artık Medine’ye de veda etme zamanı geldi.Akşam namazını Havaalanı camiinde kıldık. Eşyalarımızı 250 riyal karşılığında hamalların (Sanırım şirket elemanları) otobüsten alıp uçağa yükleyecekleri söylendi. Aramızda para toplayıp verdik.Hamallar eşyaları otobüsten alıp uçağa taşıdılar.Tartı görmedik.Bu bizim için iyi oldu.Bir de fazla-eksik problemi yaşamadık.Yalnız hamallar eşyaları çok özensiz taşıdılar.Çabuk çabuk indirmek için. kimisi düşüyor kimisini atıyorlar. Zemzemlerden poşetleri delinenler oldu. Bize müdahale de ettirmediler.Sonra hava alanına girdik biletlerimiz dağıtıldı. Uçağa binişte de bir problemle karşılaşmadık. Bilete bakmadılar bile .Hemen yırtıp bir parçasını verdiler.Hava alanında doldurmamızı istedikleri uçuş kartını aldılar,o kadar.
08/02/2013 Cuma (11 gün).Bu gün son günümüz. Saban 05.30 gibi mescide sabah namazına gidiyoruz. Namazdan sonra gelip kahvaltımızı yapıyoruz. Ben odamıza çıkıyorum.Yarım kalan hazırlığımızı tamamlıyorum. Çünkü saat 14.00 da eşyalarımızı indirmemiz gerekiyor.16.00 da da otobüslerin gelip bizi medine havaalanına götüreceği söyleniyor.Öğleye kadar hazırlıklarımızı tamamlayıp,Cuma namazına mescide gittik.Namazdan sonra gelip eşyalarımızı aşağıya indirip beklemeye başladık.Arabaların gelişi 17.00 ‘ı buldu.Eşyalarımızı yükleyip otelden ayrıldık. Medine havaalanına gittik. Artık Medine’ye de veda etme zamanı geldi.Akşam namazını Havaalanı camiinde kıldık. Eşyalarımızı 250 riyal karşılığında hamalların (Sanırım şirket elemanları) otobüsten alıp uçağa yükleyecekleri söylendi. Aramızda para toplayıp verdik.Hamallar eşyaları otobüsten alıp uçağa taşıdılar.Tartı görmedik.Bu bizim için iyi oldu.Bir de fazla-eksik problemi yaşamadık.Yalnız hamallar eşyaları çok özensiz taşıdılar.Çabuk çabuk indirmek için. kimisi düşüyor kimisini atıyorlar. Zemzemlerden poşetleri delinenler oldu. Bize müdahale de ettirmediler.Sonra hava alanına girdik biletlerimiz dağıtıldı. Uçağa binişte de bir problemle karşılaşmadık. Bilete bakmadılar bile .Hemen yırtıp bir parçasını verdiler.Hava alanında doldurmamızı istedikleri uçuş kartını aldılar,o kadar.
Suuidi Arabistan havayollarına
ait bir yolcu uçağına bindik.Uçağımız suuidi Arabistan saatiyle 21.45’te bizim
saatimizle 20.45 te kalkacaktı biraz rötarla kalktı. Plot 3 saat 5 dakika sonra
İstanbul havaalanına ineceğimizi söyledi. Saat 24’ü geçerek İstanbul Atatürk
havaalanına indik.Pasaport kontrolünden sonra eşyalarımızı almak üzere 9. Ve
10. Peronlara gittik .Neredeyse 2 saate yakın eşyaları almak için bekledik.O
arada Fatma ve Furkan da hava alanına gelmişlerdi.Otobüsümüzün geldiğini
öğrendik. Eşyalarımızı alıp hava alanından çıktık.Orada fatma ve furkanla da
görüştük. Eşyaları Furkan'la arıabaya yerleştirdik. çocuklarla vedalaştıık ve
ayrıldık. Sabah saat 08:00 gibi Çanakkale Mecidiye camiinin önünde
indik.Yeğenim Hilmi bizi bekliyordu.Böylece 10 günlük kutlu yolculuğumuz sona
erdi.09/02/2013.
Allah kabuletsin
YanıtlaSil