BABAMIN HİKAYESİ
20/08/2015 Bu akşam uzun zamandan beri
düşündüğüm ama bir türlü gerçekleştirme imkanı bulamadığım şeyi deneyeceğim.
Babamın şahitlik ettiği bir takım
olayları kayda alacağım. Babam 1923 doğumlu, Cumhuriyetle yaşıt, 93 yaşında. Birçok olaylara
tanıklık etmiş. Belki de bu yaşta olup da hafızası hala berrak olan, yaşadığı
olayları , yer ve zamanını, şahısların isimlerini dün gibi hatırlayan ender
kişilerden biri.
Köydeki evin terasında eşim, ablam, eniştem,
yeğenim, yeğenimin eşi ve çocukları, ben
ve babam birlikte akşam yemeği yedik. Teras çok güzel. Karşımızda Bozcaada
Ege denizinin bir incisi gibi duruyor. Başımızı biraz sağa çevirdiğimizde
köyümüzde “Çığrı Kalesi” diye bilinen,M.Ö birçok olaya tanıklık etmiş, bu gün bile, sekiz
kilometrelik kale surlarının bir
kısmının hala zamana karşı direndiği
antik kent “Neandra”. Sola baksak yemyeşil meşe ağaçlarının donattığı
tepe. Üstümüzde asmanın çadırı ve aşağıya doğru sarkan siyah üzümler,
içerisinin bunaltan sıcaklığına rağmen tertemiz ve serin bir hava.
Babam çocukları ve torunlarıyla birlikte
olmaktan büyük keyif alır. Biz 1982 yılında doğum esnasında hayatını kaybeden ablamla birlikte 6
kardeşiz. Bu gün çocuklar, çocukların eşleri, torunlar, torunların eşleri,
torunların çocukları, torunların çocuklarının eş ve çocuklarıyla birlikte
hayatta olan 66 kişilik büyük bir aileyiz. Babam torunlarının torununu da
görmüş ender kişilerden. Bazen rahatsız olduğu ve konuşmak istemediği zamanlar
olur. Ama bu akşam keyfi yerinde. Uzun zamandan beri düşündüğüm şeyi
gerçekleştirebilirim.
Yemeğimizi yedik, çaylar içildi. Ben
birçok defa dinlediğim ama hazırlıklı olmadığım için kayda alamadığım konularda
babamı konuşturmak istedim. Konuyu askerliğine getirdim. Babam 1943 yılında
askere gitmiş. O askerdeyken ikinci dünya savaşı başladığı için dört yıl
askerlik yapmış. Eşim sessizce telefonunun kamerasını çalıştırdı. Babam o
günleri adeta yeniden yaşıyormuş gibi heyecanla anlatmaya başladı: “
Evlendikten biray sonra çalışmak için Geyikliye gittim.(Geyikli Çanakkale’nin
Ezine İlçesine bağlı nahiyedir.
Bozcaada’ya gemiler Geyikli iskelesinden kalkar. Zeytini boldur.) Orada zeytin
silkiyordum. Bir gün babam çıkageldi. Hayırdır diye sordum. Hayır dedi, köyde
jandarma askere götürmek için seni bekliyor . Ben işi bıraktım köye gittik.
Henüz evleneli iki ay olmuştu ki askere gitmek için köyden ayrıldım. Babamla
birlikte Ezine’ye gittik. Zeytinli camisine vardık . O dönemde birçok yerde olduğu gibi Ezine’de de Zeytinli
camisi ibadete kapatılmış, askeri sevkiyathane olarak kullanılıyordu. Asker
adayları toplanmıştı. Bizi Çanakkale’deki sevkiyathaneye götürmek için iki asker görevlendirdiler. Eğer kendi yol paramızla birlikte askerlerin yol paralarını da
ödersek, arabayla gideceğimizi, aksi
taktirde yürüyerek gitmemiz gerektiğini söylediler. (Çanakkale-Ezine arası
yaklaşık 50 Kilometre.) Babalarımız kabul etti, paraları ödediler arabayla
Çanakkale’ye vardık. Çanakkale’nin sevkiyathanesi de Kurşunlu camisiydi. Bizi
Çanakkale limanından gemiye bindirdiler. İstanbul’da Galata Köprüsünde gemiden
indik. Bizi Sultanahmet Camisine
götürdüler. Sultahahmet camisi askeri sevkiyathane olarak
kullanılıyordu. O gece orada kaldık.”
-“Camide
halı varmıydı?” diye soruyorum. Babam
gülüyor .
-“Ne
halısı, yatağı! Her taraf çamur içinde. Üzerimizdekilerle yatıyoruz. Bitten
pireden uyku uyuyamadık. Ertesi günü Galata limanına Bir odun gemisi yanaşmış, bizi
odun taşımaya götürdüler. Odunları gemiden, orada bulunan deppoylara taşıdık. O
gece deppoylarda kaldık. Orada da bit ve pireden uyuyamadık. Ertesi günü
bizi Sirkeci’den tirene bindirdiler.
Tekirdağ – Çorluya gittik. Tiren istasyonunun yanında iki oda vardı. Geceyi
oralarda geçirdik. Bereket onlarda bit pire yoktu da geceyi rahat geçirdik.
Sabah Kırklareli’ye giden tirene bindik ve istasyonda indik. İstasyonun
yakınında askerlik şubesi vardı. Oraya yerleştik.”
Burada
kaydı kesiyoruz. Babamı daha fazla yormak istemiyoruz. Bir başka zaman
kaldığımız yerden devam ederiz diye düşünüyorum. Ama maalesef bir daha buna fırsat bulamıyoruz. Kayıt
almakta çok geç kalmışız. 03/02/2018 tarihinde aniden babam rahmet-i Rahmana
kavuşuyor. Makamı cennet olsun. Şimdi keşke diyorum ama keşkelerin bir faydası
olmuyor. Bir canlı tarih daha göçüp gidiyor.
Nur içinde yatsın mekanı cennet olur inşallah. Eline sağlık amca Çok güzel olmuş.
YanıtlaSilDAYI BEN DEDEMİN ASKERLIK HATIRALARININ BAZILARI HATIRLIYORUM
YanıtlaSilDayı çok güzel bir çalışma yapmışsın bizi aldı o güne götürdü,keşke devamı olabilseydi
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin
YanıtlaSil