25 Ekim 2019 Cuma

DEYRULZAFARAN MANASTIRI - MARDİN


DEYRULZAFARAN MANASTIRI


Mardin’in 4 kilometre doğusunda, Mardin Ovasına hakim bir noktada. Üç kattan oluşan Manastır, 5. yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuş.


Deyrulzafaran Manastırı



Deyrulzafaran Manastırı
Manastır, M.Ö. Güneş Tapınağı, daha sonra da Romalılarca kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edilmiş. Romalılar bölgeden çekilince Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirmiş.


Bu nedenle Manastır, önceleri Mor Şleymun Manastırı olarak biliniyormuş. Mardin ve Kefertüth Metropoliti Aziz Hananyo’nun 793 yılından başlayarak büyük bir tadilat yapmasından sonra Manastır onun adıyla, Mor Hananyo Manastırı olarak anılmaya başlanmış. 15. yüzyıldan sonra da Manastır’ın etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı Manastır, Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adı ile anılmaya başlanmış. 

Kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekanlardaki taş nakışları ile insanın ilgisini çeken Deyrulzafaran Manastırı, uzun tarihi boyunca Süryani Kilisesi’nin dini eğitim merkezlerinden biri olmuş. Bölgeye ilk matbaayı getiren de yine bu Manastır’da patriklik yapan ve 1895’te vefat eden 4. Petrus olmuş. 1874 yılında İngiltere’ye yaptığı bir ziyaret sırasında satın aldığı matbaayı 1876 yılında Manastır’a getirtmiş. Matbaada 1969 yılına kadar başta Süryanice olmak üzere Arapça, Osmanlıca ve Türkçe kitaplar Basılmış. 1953’e kadar bir de Öz Hikmet adında aylık bir dergi basılıyormuş. Bu gün matbaadan geriye kalan parçaların bir kısmı Manastır’da, diğer bir kısmı da Mardin’deki Kırklar Kilisesi’nde sergilenmekte. Manastır bugün de Süryani Kilisesi’nin önemli dini merkezlerinden biri durumundaymış. Mardin Metropoliti’nin ikametgahı olan Deyrulzafaran Manastırı, dünyanın dört bir yanına dağılmış Süryaniler tarafından dua ve bereket almak için ziyaret ediliyormuş. Bugün manastır aynı zamanda binlerce yerli ve yabancı turisin uğrak yeri durumunda. Manastıra girişler ücretli. Gruplar halinde manastır Süryani görevliler tarafından gezdiriliyor ve mekanlar hakkında bilgi veriliyor. İçerideki grup çıkıncaya kadar bir müddet bekliyoruz. Bu arada meşhur Zaferan çayından içip Hurmalı kurabiyelerinden yiyiyoruz. Manastırın bahçesinde safran yetiştiriliyormuş. Yerini görüyoruz ama mevsimi olmadığı için bitkisini göremiyoruz.


Sonra biletlerimizi alıp rehber eşliğinde manastırı geziyoruz. Manastırda ayin yapılan yerleri, matbaa makinesini,mezarların bulunduğu bölümleri rehber eşliğinde dolaşıyoruz.







Deyrzaferan Manastırı'nı dolaştıktan sonra Dara Antik Kenti’ne gidiyoruz.

0 yorum:

Yorum Gönder